Cumhuriyetin Parayla İmtihanı; Çürüme ve Otoriterleşme

CUMHURİYETİN PARAYLA İMTİHANI; ÇÜRÜME VE OTORİTERLEŞME

Değerler dünyasını hariç tutarsak, insanlık tarihinin ikibin yedi yüz yılında iki büyük gücün damgası vardır. Silah ve para. Bazen silah, paraya erişimin önünü açmış, bazen para, silaha ulaşmaya imkan sağlamıştır.

 

Hak temelli bakış ve adil dünya idealini ifsad eden bu iki güç unsuru kimin elinde, kime karşı ve nasıl kullanıldığına göre konumlanır. İhtiyaç karşılama, kendini savunma gibi işlevleri dışında para ve silah, bozgunluk çıkaran bir rol oynamıştır.

 

Son yüzyılda nükleer silahların üzerine kurulan dehşet dengesi, insanlığın önündeki en vahim tehdit konusudur.

 

Yazımızın asıl konusunu oluşturan "para" ise çok daha karmaşık ve yumuşak bir güç unsurudur.

 

Altın ve değerli madenler üzerinden yürüyen güç kavgası geçmiş yüzyıllara damgasını vurdu. Merkez bankalarının kontrolündeki kağıt para devri de kapanmaya yakın görünüyor. Dijital para, yeni dönemin öncelikli tartışma konusu olacak.

 

Ülkelerin borç ve rezerv gücü, uluslararası ilişkilerinin de sınırlarını belirlemektedir.

 

ABD'nin Çin'e yönelik tehdit okumasında, önemli başlıklardan birisi de Çin'in döviz rezervidir.

 

Türkiye'nin önümüzdeki dönem ittifak ve güvenlik politikalarının ana belirleyicilerinden birisi, belki birincisi sıcak para ihtiyacı olacaktır.

 

Son dönemde, Suudi Arabistan başta olmak üzere, Körfez ülkelerinin uluslararası kriz alanlarında üstlendiği arabuluculuk rolü, büyük oranda bu ülkelerin petrol-dolar gücünden kaynaklanmaktadır.

 

Değişen dünya ve bölge koşullarında, ayakta kalmak, gücüne güç katmak, ciddi ve kapsamlı bir yapısal dönüşüm programını zorunlu kılıyor.

 

Sahte baharlar ve renkli devrimler, Kafkasya'dan Balkanlara kadar bir çok ülkenin Sovyetler sonrası kaderini belirledi. Kirli paranın hakimiyetinden beslenen değişim dalgaları, ülke ve  toplum yararından ziyade siyasal mafyalaşmaya hizmet etmiştir.

 

Bu çürüme, otoriterleşmeyi beslemiştir.

 

Benzer bir sürecin Anadolu topraklarında denenmesi, büyük bir kaosa zemin oluşturur.

 

Bu kısır döngüye teslim olmamak, bu girdaptan çıkmak, atılması gereken reform adımlarından geri durmamakla olur. Türkiye'nin toplumsal ve siyasal enerjisini içerde sönümlendiren her türlü plana karşı, dikkatli ve duyarlı olmak zorundayız.

Toplam Okunma Sayısı : 478