Yirminci yüzyıl kapitalizmin ekonomik paylaşım savaşı ile dünyayı ateşe verdiği kanlı bir yüzyıl oldu. Sömürgeci batı önce Asya ve Afrika ülkelerini 19. yüzyılda  hızla sömürgeleştirdi. 20. yüzyılda ise Avrupa kendi arasında dünya paylaşımı yüzünden korkunç iki dünya savaşı yaptı ve toplam 80 milyon insan öldü. 1950 ve sonrasında ise batı soğuk savaş stratejisi ile bizzat kendi aralarında savaşa ara verip dünyanın geri kalan ülkelerinde çıkardığı paylaşım savaşları ile para ve çıkar için ortalığı kan ve gözyaşına bulamaya devam etti.

 

Sanayi devriminin ilk olan 1830-1900 yılları arasında lazım olan kömür ve demir kendi ülkelerinde bolca bulunduğu için bunları kullanarak batı palazlandı.

 

Patlar motorların 20. yüzyılın başlarında keşfi ve petrolün rafine edilerek kullanışlı bir enerji kaynağı haline getirilmesi, petrol bulunan coğrafyaların kana bulanması için yeterli oldu. Kapitalizm yeni enerji kaynağı olan petrol için dünyayı ateşe vermekten hiç çekinmedi.

 

Petrol bulunan Orta Doğu'yu hızla istikrarsızlaştıran kapitalizm, petrolü sömürmesi için ortamı uygun hale getirdi. Bütün 20. yüzyıl batının enerji kaynakları ve yolları üzerindeki paylaşım savaşlarına konu oldu.

 

Zaman geçip 21. yüzyıla girdiğimiz de yeni bir değer olarak Nadir Toprak Elementleri ortaya çıktı. Petrol sonrası enerji ve teknoloji kaynağı olarak nadir toprak elementleri yeni yüzyılı şekillendirmeye başladı.

 

Son 10 yıl içinde ortaya çıkan bütün sıcak çatışma alanlarına bakıldığında ortak nokta olarak nadir toprak element rezervlerini görürüz. Devam eden Ukrayna savaşının temelinde nadir toprak elementlerine kimin sahip olacağı kavgasının olduğu bizzat abd başkanı ve senatörleri tarafından dile getirildi. Ukrayna’yı önce savaşa sokup sonra ona silah verip borçlandıran batı ülkelerinin hepsi nadir toprak elementlerinin işletilmesi hakları için savaş sonrası anlaşmalar imzalamakla meşgul.

 

ABD - Çin ticaret savaşları ile Çin, elinde bulunan nadir toprak elementlerinin batıya satışını yasaklamıştır. Nadir toprak elementleri üretim teknolojisi batının elinde bulunmaktadır. Bu teknoloji çevreyi çok kirlettiği içi üretim tesisleri Çin'de kuruldu. Kapitalist batının ve Çin’in kendi ülkelerinde bu değerli madenler bulunmamakta. Doğu Türkistan'da bulunan nadir toprak element rezervleri Türk kardeşlerimizin uğradığı zulmün ana nedenidir.

 

Pakistan ile Hindistan çarpışması öncesi ve sonrasında ABD, Pakistan’ın nadir toprak elementi rezervini barındıran Belücüstan bölgesi için cazip işletme teklifleri sundu. ABD, Belücüstan’da bulunan ayrılıkçı terör örgütleri ile mücadeleyi  bizzat ABD silahlı kuvvetleri ile kendisi yapmayı teklif etti. Pakistan, ülkesine yabancı asker  bulundurmayı içeren  teklifi kabul etmedi. Pakistan’ın Belücüstan nadir toprak elementi rezervinin ABD tarafından işletilmesi teklifini reddetmesi sonrasında birden bire Hindistan ile bir çatışma ortaya çıktı. Batı sömürü için güç kullanımı seçeneğini devreye sokmuştu. İşin en ilginç kısmı bu değerli madenlerin bulunduğu dağlık Belücüstan’ın bir kısmının da İran'ın Pakistan sınırında bulunmasıdır. ABD ve tüm kapitalist dünya İran'ın üzerine bölgede büyütüp besledikleri kuduz köpeği salmış durumda. Nadir toprak elementleri bulunan bütün bölgeler batının para hırsının hedefindedir.

 

Medyaya düşen habere göre Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Mareşal Asim Munir, Abd Başkanı Donald Trump ile Kabine Odası'nda bir araya gelecek ve birlikte öğle yemeği yiyecekler. Bu yemeğe ABD Başkan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Mark Rowe ve diğer yetkililer de katılacağı duyuruldu. Bu toplantı ve öğle yemeğinin amacı, Pakistan-ABD ilişkilerini güçlendirmek, ABD'yi Pakistan'ın madencilik sektörüne yatırım yapmaya teşvik etmek ve davet etmek, ayrıca ikili ilişkileri yeni zirvelere taşımak olarak açıklandı.

 

Pakistan, Türkiye’nin 1960-2000 yılları arasında yaşadığı ağır askeri vesayet rejimi altında bir ülkedir. Şu anda başbakan olan Navaz Şerif, seçimle iktidara gelen İmran Han, ordu ve emrindeki yargı tarafından yapılan ortak darbe ile iktidara getirildi. Ülkede esas güç sahibi Kara Kuvvetleri Komutanıdır. Bizzat Pakistan KKK'nın ABD başkanı tarafından sanki bir devlet başkanı gibi kabul edilmesi bu yüzden çok manidar bir gelişmedir.

 

Çin ile Pakistan bölgede çok yakın iki müttefik olarak ortaya çıkmıştır. Çin’in üretim merkezi olan güneyi ile Pakistan Gwadar limanı arasında inşaa edilen petrol boru hattı, demir ve karayolu Çin’in Malaka boğazına mahkumiyetini ortadan kaldırmaktadır. Çin Gwadar limanı ile doğrudan Hint Okyanusuna açılacaktır. Bu yeni liman ve yollar, ABD'nin Çin'i kuşatma planının ana unsuru olan Malaka Boğazını kapama stratejisinin çöpe gitmesi anlamına gelmektedir. Çin’in bölgede ortaya koyduğu kuşatmayı kırma stratejisinin çökertilmesi ve acil ihtiyaç duyulan nadir toprak elementi rezervlerine ulaşılması için Pakistan'ı Çin’den kopartılması lazımdır. Ülkede esas güç sahibi ordu komutanı ile yapılacak yeni bir darbe ile ABD'nin planlarının önünü açacaktır.

 

Dost Pakistan devleti ve milletinin üstünde kara bulutlar toplanmakta. Kapitalist dünyanın bu kuşatmasını Türkiye, Azerbaycan, Pakistan, Malezya ve Endonezya'nın kuracağı güçlü bir ittifak önleyebilir. Bunun bir an önce hayata geçirilmesi gereklidir. Bu güçlü ittifak ortaya konmaz ise bölge asla istikrara ulaşamaz.

Toplam Okunma Sayısı : 159