
EZBER BOZMAKTA KARARLI OLMAK
Siyaset sanatı esas itibariyle ezber bozma, oyun kurma yeteneği üzerine oturur. Ülkemizde, alışkanlıkların konforu içerisinde düşünüp, aynı nakaratları tekrarlamayı tercih edenler, aslında siyasetin sorun çözme kapasitesini de daraltıyorlar.
Türkiye'nin önümüzdeki dönem dış politika gündemleri güçlü manevra yeteneği gerektiren eksende seyredecek. Bu durum doğal olarak iç politikada da hızlı bir dönüşümü beraberinde getirecek. Hem anayasa yazım süreci, hem kimi yasalardaki iyileştirme arayışı, geleneksel söylemlerin ilerisinde bir mesaj tercihini öne çekecek.
Bahçeli'nin ısrarla ve kararlılıkla yaptığı çağrılar elbette bir arka plan bilgisine dayanıyor. Öcalan'ın da aynı kararlılıkla Bahçeli'nin elini boşa düşürmeyecek mesajları gecikmeden vermesi bekleniyor. Suriye Kürt yapısının 20 Ocak'ta Trump'ın göreve gelişini görmeyi tercih etmesi ve bu nedenle bir süre daha beklemesi, zaman kazanmak istemesi anlaşılabilir bir durum. Trump yönetiminin Suriye'de sağlamaya çalışacağı uzlaşma, bazıları için hayal kırıklığı, bazıları içinse kötünün iyisi olarak tarif edilebilir. Silah bırakma ile ilgili beklenti, sadece Suriye üzerinden okunamaz. Irak'ta ve özellikle Süleymaniye bölgesinde ortaya çıkacak tablo, Irak merkezi yönetiminin İran ile ilgili tutumu da bu açıdan önemli olacaktır.
Türkiye iç siyasetinde Bahçeli'nin başlatıp, Öcalan'ın çok daha öncesinden hazır olduğu pozisyon, sadece DEM Parti'yi değil CHP'yi de yol ayrımına getirebilir. CHP içerisindeki muhalefetin bu noktada etkili bir işlev görme ihtimali göz ardı edilmemelidir. Bu durumda bazı sağ milliyetçi ve sol ulusalcı partilerin karşı duruşu dışında büyük bir itiraz beklenmez. Asıl risk ise, bu süreçten büyük zarar göreceğini düşünen çevrelerin, Türkiye'de yeniden kaos ortamı oluşturma arayışları olacaktır. Bu noktanın son derece dikkatli yönetilmesi gerekiyor.
Toplumun sağduyu ve aklı selimi bu yönde gelişecek provokasyonlara karşı, son derece ileri bir netlikte görünmekle birlikte, en azından cesaret kırıcı etkisi göz ardı edilmemelidir. İçe kapanmanın ve kendi kalenizde savunma yapmanın çok daha riskli olacağını dikkate alırsak, yeni arayışın kaçınılmaz olduğunu kolayca görürüz. Abartılı anlam yüklemelerle, boşa düşürecek düzeyde değersizleştirme yaklaşımı, ifrat ve tefrit niteliğindeki tutumlardır. Siyaset nadiren uçlarda seyreder. Reel politika radikal dönüşüm dönemlerinde bile ortalama denge bandını zorlamadan hareket eder.
Dünya'da da, Ortadoğu'da da değişimin kaçınılmaz hale geldiği bir dönemde, asıl odaklanılması gereken, bu değişimin ne yönde ve ne kadar insanlığın yararına olacağıdır. Eski düzenin sömürü odakları da, kendilerine göre bir değişim süreci yönetme çabası içerisinde olacaktır. Her değişime şüphe ile bakmak yerine, değişimi yönlendirmeye çalışmak, en makul yol haritasıdır. Bu nedenle "istemezük" tavrı, genellikle toplumsal irade dışındaki aktörlerin değişim planlamasına hizmet eder. Yapıcı eleştiriler, samimi öngörüler ise elbette değişim çabasını olumlu anlamda besler.
Toplam Okunma Sayısı : 445