ZEYTİNLİKLERİMİZ KATLEDİLİYOR (MU)?

ZEYTİNLİKLERİMİZ KATLEDİLİYOR (MU)?

Türkiyenin Zeytin Ağacı rezervine baktığımızda yıllara göre Zeytin Ağacı sayımızda gözle görülür bir artış var. Dünya Gazetesinin Tüik verilerine dayanarak verdiği 27.06.2022 yılına ait bir haberde;

 

Türkiye'de zeytin ağacı sayısı 2004-2013 yılları arasında yüzde 56 artışla 167 milyon 30 bine ulaştığı görülüyor. Anadolu ajansının 09.04.2025 tarihli bir başka haberinde, Tüik ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2024 yılında Zeytin Ağacı sayımız 205 milyon adeti  bulmuş durumda.

 

Ağaç sayısı bakımından dünyada İspanya'nın hemen arkasından 2. sıradayız çok şükür. Zeytin Ağacı bakımından ikinci sırada olmamıza rağmen zeytin yağı ihracat gelirlerleri bakımından dünyada ne yazık ki 5. sıradayız. Bunun nedeni ülkemizin zeytin yağı ihracatının genellikle dökme yağ ihracı denen büyük tenekelerde olmasıdır. Markalaşmaya gidilmediği için yağımızı İtalyan ve İspanyol markaları şişeleyerek kendi markası olarak satmaktadır. Bu nedenle marka karını bu ülke firmaları kazanmaktadır.

 

Dünyaya yarım litrelik şişelerde satılan marka yağlar bizim dökme yağ olarak büyük tenekelerde sattığımız fiyata piyasaya sunulmaktadır. Firmalarımızın markalaşma tecrübesinin olmaması, uzun yıllar markalaşma yatırımı yapmak yerine, kısa süreli gelir peşinde koşarak, firmaların markasız dökme yağ satmaya yönelmeleri, elde edilen gelirlerin düşük kalmasının nedenidir.

 

Şunu da eklemekte yarar vardır, ülkemizde eskiden beri ağaç başına zeytin verimi hep düşük kalmıştır. Bunun nedeni esas olarak Akdeniz bölgesinde zeytin ağaçlarının çok bakımsız ve sahipsiz kalmasıdır. Akdeniz bölgesinde son 30 yılda gelişen turizm, zeytinciliğin gerilemesine neden olmuştur. Zeytin Ağaçları çoğunlukla ormanlık alanların içinde kaybolmuş ve bakımsız durumdadır.

 

Maden kanununda yapılan son değişiklik ile Zeytin Ağacı katliamı yapılacağı yönündeki yoğun haberler, doğruluğu ciddi olarak incelenmesi gereken bir konudur. 1990 yılından beri Türkiye'nin Zeytin Ağacı sayısı düzenli olarak hızla artmıştır. Bunda iki ana neden bulunmaktadır. Birincisi Zeytin Ağacı genellikle tepelik, engebeli, başka tarıma elverişli olmayan taşlık alanlarda yetişmeye uygundur.  Bu tür tepelik, taşlık arazilere zeytin ağacı ekmek arazinin değerlendirilmesi için verimli bir seçenektir. Ülkemizde 1990 yılından beri Tarım bakanlığı köylüye ücretsiz Zeytin Ağacı fidesi dağıtmıştır.

 

İkinci neden Zeytin Ağacı ilk yıllarda sulama ve bakım istemesine karşın sonraki yüzyıllarda budama dışında hemen hemen hiçbir masraf çıkarmaz. Bu özellikleri Zeytin Ağacı ekimini teşvik etmiştir.

 

Ayrıca son yıllarda zeytin yağının kullanımının yeniden tercih edilmesi ve Zeytin Yağının fiyatının öbür yağlara göre çok yüksek getirili olması, Zeytin Ağacı sayımızın artmasında etkili olmuştur.

 

Türkiye'nin eski Zeytin Ağacı türleri meyilli arazilere uygun olmasına karşın son 20 yılda düz ovaya dikimi uygun bodur İspanyol Arbaquna ve arbosana Zeytin Ağacı türlerinin de bu artışta epey katkısı bulunmaktadır. Meyilli arazi dışında yetişen bu bodur Zeytin Ağacı türü sofralık zeytine uygun olmasa da yağ veriminin yüksek olması nedeniyle çok fazla tercih edilmiştir. Sofralık zeytin olarak ise özellikle Edremit. trilye türü ülkemizde tercih edilmektedir.

 

1990 yılında 96 milyon adet olan Zeytin Ağacı sayımız, 2007 yılında 144 milyona, 2024 yılında 205 milyon adede çıkmıştır. Bu nedenle değişiklik yapılması düşünülen Maden Kanunu Zeytin Ağacı katliamına neden olmayacaktır. Çünkü kanunda yer alan ve sahada ciddi olarak denetlenen mevzuat uygulaması ile kesilen her ağacın yerine ciddi bir ağaç ekimi ve bunların bakımı sağlanmaktadır. Bunun böyle olduğu zaten Zeytin Ağacı sayımızın hızla artmasından da görülebilr.

 

Peki neden madencilik yapılmak için ağaç kesilmesine göz yumulmaktadır. Bu madenciliğin doğasında yer alan bir sorundur. Çünkü o maden sadece doğada bulunan yerde yani Allah'ın onu yarattığı yerde bulunur. Yer altındaki madeni, bulunduğu ağaçlık araziden, hiç ağaç olmayan, verimsiz, çöl araziye taşımak mümkünün değildir. Jeolojik olaylar ile o maden, orada oluşmuştur ve siz madeni ancak bulunduğu yerden çıkarabilirsiniz.

 

Dünyada ayakkabı, araba, kumaş fabrikasını istediğiniz yerde kurabilirsiniz ama maden ocağını sadece doğada madenin bulunan yerde kurabilirsiniz. Bu madenciliğin doğasında var olan bir zorunluluktur.

 

Madencilik en fazla katma değer üreten sektörlerin başında gelir. Çoğu maden bulunduğu yerden sadece çıkarılma masrafı ile direkt satışa sunulduğunda bile çok yüksek kazanç sağlar. Bir çok madenin çıkarılması çok stratejik üstünlük sağlar. Örneğin Türkiye'de ihtiyaçımızın nerdeyse %10 u kadar petrol çıkması bizim için en büyük sorundur.

 

Son yılların en stratejik konusu, yeni paylaşım savaşlarının başlama nedeni Nadir Toprak Elementleridir. Bu nadir toprak elementlerini üreten ülkeler çok büyük bir stratejik üstünlüğe sahip olacaklardır. Son ABD - Çin ticaret savaşlarında, ABD başkanı Trump'un çok yüksek gümrük vergisi kararına Çin, Nadir Toprak Elementleri ihracatını yasaklayarak karşılık vermiştir. Bu yasaklama kararı ABD’ye geri adım attırmış görünmektedir.

 

Madenciliğin stratejik önemi ve yüksek verimliliği göz önüne alındığında, ülke menfaatleri için doğada var olduğu yerden çıkarılmasından başka yol yoktur. Ancak kesilen ağaçların başka yerde dikilmesi her zaman mümkündür ve zaten dikilmektedir.

Toplam Okunma Sayısı : 236