BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ (!)

BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ (!)

AMERİKAN BARIŞ GÖNÜLLÜLERİNİN TÜRKİYE'DEKİ FAALİYETLERİ (1960-1972):
BİR MİLLİ MÜCADELE DEĞERLENDİRMESİ

 

Soğuk Savaş döneminde ABD tarafından kurulan Barış Gönüllüleri Teşkilatı (Peace Corps), görünüşte "kalkınma yardımı" amacıyla çeşitli ülkelere gönüllü Amerikalılar göndermiş, fakat derinlemesine incelendiğinde sivil işgalin, kültürel dönüşümün ve jeopolitik çıkarların bir aracı olduğu anlaşılmıştır (Zeynal, 2024). 1960-1972 arasında Türkiye'de faaliyet gösteren Barış Gönüllülerinin faaliyetleri, Türk milliyetçileri için milli bütünlüğe bir tehdidi temsil etmiştir.

 

Barış Gönüllülerinin Türkiye'ye Gelişi: Arka Plan ve İlk Adımlar

 

ABD Başkanı John F. Kennedy'nin 1961'de kurduğu Barış Gönüllüleri, "dostluk" ve "kalkınma" maskesi altında, ABD'nin küresel stratejik çıkarlarına hizmet etmek üzere gelişmiş, Türkiye ise bu planın kritik hedeflerinden biri olmuştur (Ataöv, 1969). 27 Ağustos 1962'de imzalanan antlaşmayla resmen başlayan süreçte, gönüllüler vergiden muaf tutulmuş, diplomatik dokunulmazlık kazanarak ülkede serbestçe faaliyet göstermiştir (Zeynal, 2024).

 

1962-1972 yılları arasında Türkiye'de toplamda 1500 ila 2100 arasında değişen sayılarda Barış Gönüllüsü görev yaptı. Bu gönüllüler 65 ilde, 150'den fazla ilçede çeşitli kamu kurumları, okullar ve sosyal hizmet merkezlerinde konumlandırıldı. En yoğun faaliyet alanı Ankara, İstanbul, Konya, Kayseri ve Diyarbakır oldu. Özellikle Ankara'da 317 gönüllü görev yaparak en fazla Amerikalı gönüllünün ağırlandığı şehir konumuna geldi.

 

Türkiye'de Yürütülen Faaliyetler ve Demografik Müdahaleler

 

Barış Gönüllülerinin faaliyet alanları arasında özellikle İngilizce öğretmenliği (%67), köy kalkınma projeleri (%14), sosyal hizmetler (%6) ve sağlık hizmetleri (%5) bulunmaktaydı. Ancak, uygulamada bu alanların çok ötesine geçilerek, köylerde etnik ve mezhepsel yapılar haritalandırılmış, stratejik bölgelerde sosyolojik analizler yapılmıştır (Zeynal, 2024; Soysal, 2015).

 

Malatya, Erzurum, Kars gibi hassas bölgelerde Alevi-Sünni geriliminin kışkırtılması, Doğu ve Güneydoğu'da etnik ayrışmanın kök salması Barış Gönüllülerinin "toplumsal analiz" çalışmalarının bir sonucudur (Altındal, 1980). 1968-1980 arasında yaşanan sağ-sol çatışmalarında bu altyapının etkisi gözlemlenmiştir.

 

Türk Milliyetçiliği Perspektifinden Barış Gönüllülerine Eleştiri

 

Türk milliyetçileri, Barış Gönüllülerinin faaliyetlerini "sivil işgal" olarak görmüş, bu yapılanmanın Türkiye'nin milli egemenliğine açık bir müdahale olduğunu vurgulamıştır (Ataöv, 1969; Tütengil, 1966). Uyanış Dergisi'nde (2024) belirtildiğine göre, Barış Gönüllülerinin asıl amacı Amerikan hayat tarzını aşılamak, Protestan etkisini yaymak ve Türkiye'nin stratejik kaynaklarını tespit etmekti.

 

Özellikle Robert Kolej, Tarsus Amerikan Koleji gibi kurumlarda yetişen bazı kadroların daha sonra Batı yanlısı politikaları desteklemesi, milli güvenlik kaygılarını doğrulamıştır.

 

Türk Siyaseti, Kültürü ve Sosyolojisi Üzerindeki Etkiler

 

Barış Gönüllülerinin öğretmenlik yaptığı kurumlarda yetişen bazı öğrenciler, ileride siyaset ve kültür sahasında önemli mevkilere gelmiştir. Bu isimlerden özellikle Abdullah Gül, Orhan Pamuk, Eşber Yağmurdereli, Emel Sayın gibi figürler bu dönemdeki Barış Gönüllülerinden etkilenmiştir. Bu kuşağın bir kısmı Batı yanlısı bir görüşle yetişmiş, bir kısmı ise Türk kültürü ile sentez kurmuştur. Ancak, genel görüş bu etkilerin Türkiye'nin milli kimliğinde aşınmaya yol açtığı yönündedir.

 

ABD'nin Nihai Hedefleri: Sivil İstihbarat, Kültürel Emperyalizm ve Etnik Mühendislik

 

ABD'nin Barış Gönüllüleri programı, sadece "yardım" değil, aynı zamanda çok katmanlı bir istihbarat ve nüfuz stratejisiydi. Zeynal'a (2024) göre, Barış Gönüllülerinin esas görevi bölgelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini tespit etmek, etnik ve mezhepsel verileri derlemek ve toplumsal fay hatlarını kullanarak gelecekteki müdahalelere zemin hazırlamaktı.

 

Ayrıca, program dahilinde gelen gönüllüler arasında bazılarının CIA ile ilişkili olduğu yönünde kamuoyunda ciddi kaygılar oluşmuş, Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan bazı gönüllüler bölgenin ayrımcı yapısını haritalandırmaya çalışırken görülmüştü (Zeynal, 2024).

 

Sonuç: Türkiye’nin Milli Çıkarlardan Taviz Vermemesi Gereği

 

Barış Gönüllülerinin Türkiye'deki faaliyeti, milli egemenliğe ve kültürel bütünlüğe yönelik bir tehdit olmuştur. Türk milliyetçiliği perspektifinden bakıldığında, böyle bir faaliyet kabul edilemez bir durumdur. Türkiye, gelecekte benzer "kültürel istila" girişimleri karşısında milli bilinçle hareket etmeli, milli çıkarlarını her şeyin üstünde tutmalıdır. Barış, demokrasi, kalkınma, cinsiyet eşitliği, laiklik gibi en kabul edilesi kavramlar üzerinden yapılan bu saldırılar karşısındaki farkındalık herşeyden önde olmalıdır.

 

Kaynakça

Altındal, A. (1980). Hangi Misyonun Erleri. Kaynak Yayınları.

Ataöv, T. (1969). Amerika, NATO ve Türkiye. Aydınlık Yayınları.

Başaran, M. (1966). Barış Gönüllülerine Karşı İlk Tepkiler. Yön Dergisi.

Erboz, F., & Soydan, M. (2005). Barış Gönüllüleri. Empati Yayınları.

Soysal, M. (2015). Barış Gönüllüleri ve Türkiye'deki Faaliyetleri. Atatürk Yolu Dergisi, 56, 113-146.

Tütengil, C. A. (1966). Barış Gönüllüleri Çıkmazı. ODTÜ Öğrenci Derneği Yayınları.

Zeynal, A. (2024). Protestan Misyonerlerinden Barış Gönüllülerine: İhanet Şebekesi. Uyanış Dergisi, 6, 20-23.

 

Toplam Okunma Sayısı : 657